Hayatımızda karşılaştığımız olaylar, okuduğumuz kitaplar ve duyduğumuz sözler karşısında hayata bakış açımız değişebilir. Hayatta değişmez dediğimiz fikirlerimiz ve düşüncelerimiz değişir, kesinlikle yapmam dediklerimizi yapar, gitmem dediğimiz yerlere gider ve asla satmam dediklerimizi satarız. Velhasıl hayatta neyi yapmam dersek, onunla yüzleşiriz. En önemlisi de, tenkit ettiğimiz ne varsa onunla sınanırız.
“BÜYÜK LOKMA YE BÜYÜK SÖZ SÖYLEME” Gibi hayata dair söylenen bir çok söz vardır ve hepsi de tecrübeyle sabittir. Her sözün de kendince bir yaşanmışlığı ve bir hikayesi vardır.
“TECRÜBEYLE SABİTTİR” cümlesinin de bir hikayesi vardır; “Eski zaman mollalarından biri, mum ışığında okumakta olduğu kitapta “Sakalı uzun olanlar umumiyetle ahmak olur” şeklinde bir ibareye rastlar. Bunu okuyunca adamcağız, kendi sakalının da çok uzun olduğunu fark eder ve kitaba göre ahmak sayıldığını anlar tabii. Yanın da makas olmadığından rahlesinin üzerindeki mumu alır ve sakalını birazcık ucundan yakıp kısaltmak ister. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz. Ucundan tutuşturduğu sakalı istediği noktada söndüremez ve cascavlak kalıverir. Bunun üzerine molla hemen eline kalemi alır ve “Sakalı uzun olanlar umumiyetle ahmak olur!” cümlesinin yanı başına şöyle bir haşiye (dipnot) yyazar “TECRÜBEYLE SABİTTİR!”
Bu gibi olaylar sayesinde hayatın bize öğrenmeyi ve kabullenmeyi öğrettiğine de şahitlik ederiz. La Edri’ nin dediği gibi; “YAŞAYARAK ÖĞRENMEK, BEDELİ EN YÜKSEK ÖĞRENME BİÇİMİDİR.”
Hayatımız da kimi zaman olmak istediğimiz yerde, kimi zaman da istemediğimiz bir noktada olabiliriz. Önemli olan hayata bir şekilde devam edebilmektir. Her ne yaşarsak yaşayalım, asıl olan hayatımızı unutmamaktır. Hayatımızı unutmamız demek; yüksek bedeller ödeyerek aldığımız dersleri unutmak, edindiğimiz tecrübeleri unutmak demektir.
Bir yazıda okuduğum gibi: “UNUTULAN HAYAT ZATEN SENİN DEĞİLDİR!”
“BÜYÜK LOKMA YE BÜYÜK SÖZ SÖYLEME” Gibi hayata dair söylenen bir çok söz vardır ve hepsi de tecrübeyle sabittir. Her sözün de kendince bir yaşanmışlığı ve bir hikayesi vardır.
“TECRÜBEYLE SABİTTİR” cümlesinin de bir hikayesi vardır; “Eski zaman mollalarından biri, mum ışığında okumakta olduğu kitapta “Sakalı uzun olanlar umumiyetle ahmak olur” şeklinde bir ibareye rastlar. Bunu okuyunca adamcağız, kendi sakalının da çok uzun olduğunu fark eder ve kitaba göre ahmak sayıldığını anlar tabii. Yanın da makas olmadığından rahlesinin üzerindeki mumu alır ve sakalını birazcık ucundan yakıp kısaltmak ister. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz. Ucundan tutuşturduğu sakalı istediği noktada söndüremez ve cascavlak kalıverir. Bunun üzerine molla hemen eline kalemi alır ve “Sakalı uzun olanlar umumiyetle ahmak olur!” cümlesinin yanı başına şöyle bir haşiye (dipnot) yyazar “TECRÜBEYLE SABİTTİR!”
Bu gibi olaylar sayesinde hayatın bize öğrenmeyi ve kabullenmeyi öğrettiğine de şahitlik ederiz. La Edri’ nin dediği gibi; “YAŞAYARAK ÖĞRENMEK, BEDELİ EN YÜKSEK ÖĞRENME BİÇİMİDİR.”
Hayatımız da kimi zaman olmak istediğimiz yerde, kimi zaman da istemediğimiz bir noktada olabiliriz. Önemli olan hayata bir şekilde devam edebilmektir. Her ne yaşarsak yaşayalım, asıl olan hayatımızı unutmamaktır. Hayatımızı unutmamız demek; yüksek bedeller ödeyerek aldığımız dersleri unutmak, edindiğimiz tecrübeleri unutmak demektir.
Bir yazıda okuduğum gibi: “UNUTULAN HAYAT ZATEN SENİN DEĞİLDİR!”