Ülkemde yalanlarla algı çalışması yapma furyası aldı başını gidiyor. Böylece yüzyılların birikimi atasözümüz de çağdaşlaşıp değişti. "Yalancının mumu, yatsıya kadar yanar" atasözümüz zamana ayak uydurup "Algıcının mumu, seçime kadar yanar" oldu.
BAŞKENT
Yalanın en büyüğü başkentte icad edilir ve algı yönetimine başlanır. Örnek: İngiltere Savunma Bakanı Wallece'in bir makalesi BBC adlı ingiliz yayın kuruluşu tarafından çarpıtılarak yayınlanır."Türkiye ve Pakistan gibi ülkelerde mülteci merkezleri planlıyoruz" başlığı ile haber yapılır. BBC 'nin çarpıtma haberini paylaşarak algı oluşturanlar arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de yer alır. Dışişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı haberi süratle yalanlarken, BBC de haberi çarpıttığını kabul ederek özür diledi ve haberi sildi.
Fakat ne yazık ki muhalefet yalan ve iftirada ısrar etmekten vazgeçmedi. "Sınır Namustur" afişleri ile propagandasına devam etti. Hatta algı çalışmalarının öncesinde ve sonrasında iki ayrı kamuoyu araştırması yaptırarak oylarını ne kadar çok arttırdıklarını ilan ettiler. Tabi ki bu da aynı yalan ve algı yönetiminin bir parçasıydı.
ÇANAKKALE
Algı yönetimi Çanakkale'ye gelince dozu azaltır. Örnek: CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka Çanakkale ziyaretinde, yaşananları şöyle anlattı: "Dün gece iki sularında Çanakkale’ye geldik, otobüsümüze ve CHP personeline saldırı girişiminde bulunan kişi, ‘Reisi size yedirtmeyiz’ diyerek aracı arkadaşların üzerine doğru sürmüş. Bu kişinin nereden beslendiğini, nereden güç aldığını anlamak zor değil.
Ben, Emniyet Müdürü ve Vali ile de görüştüm.” Emniyet Müdürlüğü olayı aydınlattı. Olay iki şoför arasındaki uzun farların yakılmasından kaynaklanan bir münakaşaydı. Üstelik saldırdı denilen kişi ifadesinde" Yaşananlara inanamıyorum. Beni bu şehrin CHP'li Belediye Başkanı çok iyi bilir, bana iş verir. 40 yıllık CHP'liyim. Ben böyle iftira görmedim" dedi.
BAYRAMİÇ
Algı yönetiminin dozu ilçemizde biraz daha azalır, dedikodularla yürütülmeye çalışılır. Örnek: Belediye personeli bir kurumda konaklamış, kahvaltı yapmış, işe sokma garantisi ile akçeli işler çeviren dernek varmış,
belediye arsasının Toplu Konut İdaresine satışından sonra neden indirime gidilmiş, belediyemizin kiraladığı temizlik araçlarının bedelinin ödenmemesi sonucu belediyemiz neden icra kapılarına düşmüş, kimlerin çocukları terör örgütünün yurtlarında kalmış gibi sorular ortaya atılıyor. Kişisel konu da dahil, ki gerçek durum tam tersi, sorsan, kimseyi suçlamıyor, sadece soru soruyor. Dedikodu ile abad olunmaz, güzelleşilmez, iyi duruma gelinmez. Algı malzemesinde ima ile kullanılan iddialar ile ilgili bilgi ve belgeler varsa yapılacak iş suç duyurusunda bulunmaktır. Bu yapılmadığına göre hepsi palavra ve dedikodudur. Yalan kötüdür, dedikodu kötüdür, yalan ve dedikodu birleşince çok tehlikelidir. Yasal sorumlulukları da vardır.
SONUÇ
Yalandan, dedikodudan medet umar hale gelindiyse, bunlarla algı çalışması yapılıyorsa, yapanlar önce rezil olur. Aziz milletimiz bunlara papuç bırakmaz. Algıcının mumu seçime kadar yanar. Gerçeklerle, doğrularla meşguliyetler dilerim.
BAŞKENT
Yalanın en büyüğü başkentte icad edilir ve algı yönetimine başlanır. Örnek: İngiltere Savunma Bakanı Wallece'in bir makalesi BBC adlı ingiliz yayın kuruluşu tarafından çarpıtılarak yayınlanır."Türkiye ve Pakistan gibi ülkelerde mülteci merkezleri planlıyoruz" başlığı ile haber yapılır. BBC 'nin çarpıtma haberini paylaşarak algı oluşturanlar arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de yer alır. Dışişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı haberi süratle yalanlarken, BBC de haberi çarpıttığını kabul ederek özür diledi ve haberi sildi.
Fakat ne yazık ki muhalefet yalan ve iftirada ısrar etmekten vazgeçmedi. "Sınır Namustur" afişleri ile propagandasına devam etti. Hatta algı çalışmalarının öncesinde ve sonrasında iki ayrı kamuoyu araştırması yaptırarak oylarını ne kadar çok arttırdıklarını ilan ettiler. Tabi ki bu da aynı yalan ve algı yönetiminin bir parçasıydı.
ÇANAKKALE
Algı yönetimi Çanakkale'ye gelince dozu azaltır. Örnek: CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka Çanakkale ziyaretinde, yaşananları şöyle anlattı: "Dün gece iki sularında Çanakkale’ye geldik, otobüsümüze ve CHP personeline saldırı girişiminde bulunan kişi, ‘Reisi size yedirtmeyiz’ diyerek aracı arkadaşların üzerine doğru sürmüş. Bu kişinin nereden beslendiğini, nereden güç aldığını anlamak zor değil.
Ben, Emniyet Müdürü ve Vali ile de görüştüm.” Emniyet Müdürlüğü olayı aydınlattı. Olay iki şoför arasındaki uzun farların yakılmasından kaynaklanan bir münakaşaydı. Üstelik saldırdı denilen kişi ifadesinde" Yaşananlara inanamıyorum. Beni bu şehrin CHP'li Belediye Başkanı çok iyi bilir, bana iş verir. 40 yıllık CHP'liyim. Ben böyle iftira görmedim" dedi.
BAYRAMİÇ
Algı yönetiminin dozu ilçemizde biraz daha azalır, dedikodularla yürütülmeye çalışılır. Örnek: Belediye personeli bir kurumda konaklamış, kahvaltı yapmış, işe sokma garantisi ile akçeli işler çeviren dernek varmış,
belediye arsasının Toplu Konut İdaresine satışından sonra neden indirime gidilmiş, belediyemizin kiraladığı temizlik araçlarının bedelinin ödenmemesi sonucu belediyemiz neden icra kapılarına düşmüş, kimlerin çocukları terör örgütünün yurtlarında kalmış gibi sorular ortaya atılıyor. Kişisel konu da dahil, ki gerçek durum tam tersi, sorsan, kimseyi suçlamıyor, sadece soru soruyor. Dedikodu ile abad olunmaz, güzelleşilmez, iyi duruma gelinmez. Algı malzemesinde ima ile kullanılan iddialar ile ilgili bilgi ve belgeler varsa yapılacak iş suç duyurusunda bulunmaktır. Bu yapılmadığına göre hepsi palavra ve dedikodudur. Yalan kötüdür, dedikodu kötüdür, yalan ve dedikodu birleşince çok tehlikelidir. Yasal sorumlulukları da vardır.
SONUÇ
Yalandan, dedikodudan medet umar hale gelindiyse, bunlarla algı çalışması yapılıyorsa, yapanlar önce rezil olur. Aziz milletimiz bunlara papuç bırakmaz. Algıcının mumu seçime kadar yanar. Gerçeklerle, doğrularla meşguliyetler dilerim.