Öncelikle tüm okurlarımızın geçmiş Kurban Bayramını kutlarım. Geçirdiğimiz bayram günlerinde pekçok kişiden duyabildiğimiz, hatta kendimizin bile söylediği, klişeleşmiş ‘Nerede o eski bayramlar?’ sorusu sizlerin de aklından geçmiştir. Düşündüğümde çocukluğumdaki bayramların ne kadar farklı olduğunu, o zamanlardaki bayram heyecanının bugünlerde hiç hissedilmediğini görüyorum. Oysa ki ne güzeldi eskiden.... Bayram geldi mi sevinçten, heyecandan yerimizde duramazdık. Bayramlık elbiselerimiz, ayakkabılarımız olacak, bol bol harçlık toplayacağız diye... Arefe gecesi yapılan bayram banyosundan sonra heyecandan uyku tutmazdı. Ertesi gün olunca bol ziyaret, bol harçlık, bol çikolatayla bayramın tadına varırdık.
Bizler büyüdük, hafızalarımızdaki ‘eski bayramlar’ ile, değişen hayatımızda hayat meşgalesinin içinde kutlamaya çalıştığımız ‘yeni bayramları’ yaşamaya başladık. Bayramlarımız artık ellerimizden kayıp gitmeye başladı. Heyecanımız kalmamış.Ya evlerimizde yatmayı, ya da tatile gitmeyi düşünür olmuşuz.En yakın komşumuzun bile kapısını çalmaz hale gelmişiz. Elimizdeki telefonun küçücük ekranıyla bayramlaşma yapıyoruz. Mekanik kutlama diyorum ben buna..
Halbuki bayram; dost ziyareti demekti, büyüklerin gönlünü almak,küçükleri sevindirmekti.. Şimdi her şey farklı.
Bizler aslında eskileri görmüş nesil olarak şanslıyız. Fakat çocuklarımız ne yazık ki bizlerin çocukken hissettikleri heyecanları yaşayamıyorlar. Gerçi son iki yıldır içinde bulunduğumuz pandeminin de etkisi var ama yine de yok eski bayramlar.... Bayramların insanlar üzerindeki samimiyet, dayanışma ve bütünleştirici etkisinden çok uzaktayız artık. Bazı değerlerimizi kaybettik. Sarılmanın, el öpmenin, bayram sabahına uyanmanın, bayramlaşmanın.... Kaybedildiğinde anlaşılırmışya bazı şeylerin değeri, işte o misal..
Diyeceğim o ki; ’Nerde o eski bayramlar?’ derken onu yaşatıp sürdürmesi gerekenin bizler olduğunu hep hatırlayalım ve bizler nasıl ki eski bayramları hatırladığımızda gülümseyip yine o heyecanı duyabiliyorsak, çocuklarımızın da hatırlayacağı, ileride torunlarımıza anlatacakları güzel bayramları olsun.. ’Biz eski bayramları bilmiyoruz, yaşamadık.’ demesinler. Bu hatıraları onlarda oluşturabilmek bizim elimizde. Aynı bizimkiler gibi, eski bayramlar gibi, eskilerin tadında nice yeni bayramlara...
Bizler büyüdük, hafızalarımızdaki ‘eski bayramlar’ ile, değişen hayatımızda hayat meşgalesinin içinde kutlamaya çalıştığımız ‘yeni bayramları’ yaşamaya başladık. Bayramlarımız artık ellerimizden kayıp gitmeye başladı. Heyecanımız kalmamış.Ya evlerimizde yatmayı, ya da tatile gitmeyi düşünür olmuşuz.En yakın komşumuzun bile kapısını çalmaz hale gelmişiz. Elimizdeki telefonun küçücük ekranıyla bayramlaşma yapıyoruz. Mekanik kutlama diyorum ben buna..
Halbuki bayram; dost ziyareti demekti, büyüklerin gönlünü almak,küçükleri sevindirmekti.. Şimdi her şey farklı.
Bizler aslında eskileri görmüş nesil olarak şanslıyız. Fakat çocuklarımız ne yazık ki bizlerin çocukken hissettikleri heyecanları yaşayamıyorlar. Gerçi son iki yıldır içinde bulunduğumuz pandeminin de etkisi var ama yine de yok eski bayramlar.... Bayramların insanlar üzerindeki samimiyet, dayanışma ve bütünleştirici etkisinden çok uzaktayız artık. Bazı değerlerimizi kaybettik. Sarılmanın, el öpmenin, bayram sabahına uyanmanın, bayramlaşmanın.... Kaybedildiğinde anlaşılırmışya bazı şeylerin değeri, işte o misal..
Diyeceğim o ki; ’Nerde o eski bayramlar?’ derken onu yaşatıp sürdürmesi gerekenin bizler olduğunu hep hatırlayalım ve bizler nasıl ki eski bayramları hatırladığımızda gülümseyip yine o heyecanı duyabiliyorsak, çocuklarımızın da hatırlayacağı, ileride torunlarımıza anlatacakları güzel bayramları olsun.. ’Biz eski bayramları bilmiyoruz, yaşamadık.’ demesinler. Bu hatıraları onlarda oluşturabilmek bizim elimizde. Aynı bizimkiler gibi, eski bayramlar gibi, eskilerin tadında nice yeni bayramlara...