Bundan 15 sene önce sanırım, Almanya da fuara katılma fırsatım oldu. İlk trafik de saygının anlamını orada gördüm. Şehir merkezin de bir otelde kalmamıza rağmen ne bir motor, nede bir korna sesi hiç duymadım. Şehir merkezin de halk otobüsü ile seyahat esnasında, arkamızda sıralanan (ticarî araçlar da dahil) hiç bir aracın korna çalıp geçmek için sıkıştırdığını hiç görmedim. Birbirine sinirli bir şekilde el kol işaretleri yapan şoförlerle de hiç karşılaşmadım. Sinyalini kullanmadan yola çıkan, sağına soluna bakmadan yola çıkan ve gereksiz trafiği sıkıntıya sokacak araç kullanan hiç görmedim. Yada bana denk gelmedi.
Bu yazdıklarımın hepsini ne yazık ki kendi Ülkemde defalarca görüyorum. Bakıyoruz eğer şoför bayansa daha çok sıkıştıran şoförler var.
Bu yazdıklarımın hepsini ne yazık ki kendi Ülkemde defalarca görüyorum. Bakıyoruz eğer şoför bayansa daha çok sıkıştıran şoförler var.
Anlamadığım bu davranışlarla ellerine ne geçiyor! Daha iyi araba kullandıklarını mı düşünüp rahatlıyorlar! İyi araç kullanmak, aracı çok hızlı kullanmak değil. Aracınla, kendine ve çevrene en az risk ile seyahat etmek demektir. Bakıyorum sırf ceza yememek için emniyet kemeri takan, diğer zamanlar da sırf araçtaki ikaz ötmesin diye arkasından geçirip takılı bırakan şoförlerimiz var. Motorda kasksız, dizliksiz ve yeleksiz sürücüler var. Kaza sırasında hayatta kalma riskini azaltan da , yükselten de bizler oluyoruz. Kazayı geçiren çok sevdiğimiz çocuklarımız olunca, en çok üzülen de biz oluyoruz. Ne zaman ceza yememek için değil de kendi güvenliğimiz için kemerimizi ve kaskınızı takarsak, trafikte kurallara uygun hareket edersek, o zaman trafik de çoğu şeyi aşacağımıza inanıyorum.
Unutmayalım ki Trafik kuralları bizim ve sevdiklerinizin güvenliği için uygulanan kurallardır. Kamu spotunda olduğu gibi;
“TRAFİK KURALLARINA UYALIM, UYMAYANLARI UYARALIM"