Allah’ın insanlara rahmeti ve nimetlerini çokça ihsan ettiği belli vakitler vardır. Haftanın günlerinden Cuma, kameri aylardan Recep, Şaban ve Ramazan bu tür feyizli ve bereketli zaman dilimlerindendir. Allah’a şükürler olsun ki, İslam dinine gönülden bağlı yüce milletimizin özel bir önem verdiği üç ayların ilki olan Recep ayına 13 Şubat Cumartesi günü ulaşmış bulunacağız.
Recep, Şaban ve Ramazan’ı içinde barındıran üç aylar, Regâib gecesiyle başlar. Miraç ve Berat gecesiyle devam eder. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşır. Birlik ve beraberliğimizi güçlendiren, ülfet ve muhabbetimizi artıran Ramazan bayramıyla taçlanır. Üç aylar, hasretle yolunu gözlediğimiz, gönül hanemize konuk ettiğimiz kutlu misafirimizdir. Allah Resûlü (s.a.s), üç ayları karşılarken şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”
Üç ayların ilki olan Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaib Kandili’dir. Yani Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan 18 Şubat Perşembe gecesi Regaib Kandili’ni idrak etmiş olacağız. Regaib gecesi denilince; “çok lütuf ve ihsan dolu, kıymetli ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” manası anlaşılır. Regaib Gecesi, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır.Yüce Allah’ın ilahi ihsan ve manevi hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve müminlerce gönülden arzulanması sebebiyle, bu geceye Regaib denilmiştir.
Recep ayının 27. gecesine Miraç Gecesi denir. Miraç hadisesi, Peygamber Efendimiz’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan da Allah’ın huzuruna yükseldiği hadiseye denir. Miraç Kandili'ni ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Çünkü bu gece Peygamber Efendimize ve ümmetine "beş vakit namaz" hediye edilmiştir.
Üç ayların ikincisi olan Şaban ayı içerisinde Berat Kandili vardır. Berat kelimesi, “borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak” manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur’an-ı Kerim, Levh-i Mahfuz’dan alınmış ve bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat Gecesi denilmiştir.
Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı, on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur’an nazil olmaya başlamış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Kur’an’ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur’an-ı Kerim’deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesi” vardır.
Üç ayları ve mübarek geceleri fırsat bilerek kendimizi hesaba çekelim, Allah’ın rızasına, rahmet ve mağfiretine kavuşmak için bu feyizli gün ve geceleri değerlendirelim.
Günah mı işlemişiz? Tevbe edelim. Kurtuluş bundadır. Allah’a ibadette eksiklerimiz, kusurlarımız mı var? Tamamlayalım. Ferahlık bundadır. Gönül mü kırmışız? Onaralım. İnsanlık bundadır. Başkalarının hakkını mı yemişiz? Ödeyelim. Müslümanlık bundadır. Ruhlarımızı kin ve düşmanlık mı kaplamış? Unutalım. Huzur ve güven bundadır. İslami birlik ve kardeşliğimizi kaybedip parça parça mı olmuşuz? Kaynaşalım. Yükselme ve ilerleme bundadır. Yoksulları, fakirleri, kimsesizleri görmemezlikten mi gelmişiz? Görelim ve elimizi uzatalım. Hayır bundadır. Çocuklarımıza dinlerini, imanlarını, mukaddes ve milli değerlerini öğretmeyi ihmal mi etmişiz? Telafi edelim.
Bu gün ve gecelere mahsus bir ibadet şekli olmamakla beraber gündüzünü oruçlu geçirmek, muhtaçlara yardımda bulunmak, varsa dargın olduğumuz kişilerle barışmak, anne ve babalarımızın, büyüklerimizin ellerini öpüp dualarını almak, geceyi Kur’an okumakla, salatu selam getirmekle, tevbe ve istiğfar etmekle ihya etmemiz uygun olur.
Şu mübarek günlerde Rabbim devletimizin milletimizin huzurunu ve mutluluğunu daim etsin. İçinde bulunduğumuz salgın hastalık döneminden kurtulmayı ve ramazan ayına hayırlısıyla ulaşmayı nasip etsin.
Selam ve dua ile…
Recep, Şaban ve Ramazan’ı içinde barındıran üç aylar, Regâib gecesiyle başlar. Miraç ve Berat gecesiyle devam eder. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşır. Birlik ve beraberliğimizi güçlendiren, ülfet ve muhabbetimizi artıran Ramazan bayramıyla taçlanır. Üç aylar, hasretle yolunu gözlediğimiz, gönül hanemize konuk ettiğimiz kutlu misafirimizdir. Allah Resûlü (s.a.s), üç ayları karşılarken şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”
Üç ayların ilki olan Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaib Kandili’dir. Yani Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan 18 Şubat Perşembe gecesi Regaib Kandili’ni idrak etmiş olacağız. Regaib gecesi denilince; “çok lütuf ve ihsan dolu, kıymetli ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” manası anlaşılır. Regaib Gecesi, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır.Yüce Allah’ın ilahi ihsan ve manevi hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve müminlerce gönülden arzulanması sebebiyle, bu geceye Regaib denilmiştir.
Recep ayının 27. gecesine Miraç Gecesi denir. Miraç hadisesi, Peygamber Efendimiz’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan da Allah’ın huzuruna yükseldiği hadiseye denir. Miraç Kandili'ni ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Çünkü bu gece Peygamber Efendimize ve ümmetine "beş vakit namaz" hediye edilmiştir.
Üç ayların ikincisi olan Şaban ayı içerisinde Berat Kandili vardır. Berat kelimesi, “borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak” manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur’an-ı Kerim, Levh-i Mahfuz’dan alınmış ve bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat Gecesi denilmiştir.
Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı, on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur’an nazil olmaya başlamış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Kur’an’ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur’an-ı Kerim’deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesi” vardır.
Üç ayları ve mübarek geceleri fırsat bilerek kendimizi hesaba çekelim, Allah’ın rızasına, rahmet ve mağfiretine kavuşmak için bu feyizli gün ve geceleri değerlendirelim.
Günah mı işlemişiz? Tevbe edelim. Kurtuluş bundadır. Allah’a ibadette eksiklerimiz, kusurlarımız mı var? Tamamlayalım. Ferahlık bundadır. Gönül mü kırmışız? Onaralım. İnsanlık bundadır. Başkalarının hakkını mı yemişiz? Ödeyelim. Müslümanlık bundadır. Ruhlarımızı kin ve düşmanlık mı kaplamış? Unutalım. Huzur ve güven bundadır. İslami birlik ve kardeşliğimizi kaybedip parça parça mı olmuşuz? Kaynaşalım. Yükselme ve ilerleme bundadır. Yoksulları, fakirleri, kimsesizleri görmemezlikten mi gelmişiz? Görelim ve elimizi uzatalım. Hayır bundadır. Çocuklarımıza dinlerini, imanlarını, mukaddes ve milli değerlerini öğretmeyi ihmal mi etmişiz? Telafi edelim.
Bu gün ve gecelere mahsus bir ibadet şekli olmamakla beraber gündüzünü oruçlu geçirmek, muhtaçlara yardımda bulunmak, varsa dargın olduğumuz kişilerle barışmak, anne ve babalarımızın, büyüklerimizin ellerini öpüp dualarını almak, geceyi Kur’an okumakla, salatu selam getirmekle, tevbe ve istiğfar etmekle ihya etmemiz uygun olur.
Şu mübarek günlerde Rabbim devletimizin milletimizin huzurunu ve mutluluğunu daim etsin. İçinde bulunduğumuz salgın hastalık döneminden kurtulmayı ve ramazan ayına hayırlısıyla ulaşmayı nasip etsin.
Selam ve dua ile…